16.12.13

YARIMADADA ÇAMURAŞK - 6

Sabah biraz Bodrum’da takıldım. Yine Starbucks’a gittim. Bundan sonra en sevdiğim Starbucks bodrum Starbucks, nokta! Ne zaman gitsem kediler, köpekler ve onları seven insanlar vardı.



Hayvansever Bodrum (Starbucks Cafe)

Hayvansever Bodrum (Starbucks Cafe)


Hayvansever Bodrum (Starbucks Cafe)




Hayvansever Bodrum (Fedakar piyangocu)


Yarımadanın görmediğim kısımlarını görmek üzere Yalıçiftlik dolmuşuna bindim. Dolmuşu bir gezi aracı olarak kullanıp Kızılağaç, Yalıçiftlik ve Çiftlikköy köylerinden geçtim. Sonra Yalı’ya geri dönüp belediyenin işletmesinde deniz manzaralı bir masaya kuruldum. Belediyenin takı kursuna devam eden genç kızlar, kadınlar, bir yandan yemek yiyip sohbet ederek, bir yandan da ellerindeki işleri yapıyorlardı. Onlara imrendim. Biliyorum ki onlar da bana imrendi. Bu hep böyle oluyor. Altın pencereli ev diye bir masal vardı, onu hatırladım şimdi. Çocuk kafamı altüst etmişti. Şimdi de yetişkin kafamı altüst etmeye devam ediyor! Niye böyle hikayeler yazılır ki çocuklar okusun diye! Al, buldum: http://deli-anne.com/?p=15075
















Buralar Bodrum’da gördüğüm yerler içinde en doğal kalmış olanlardı. Bodrum değil de başka bir yer gibiydi. Ormanlar, bomboş yollar, köyler, kasabalar… Bir an kendimi köylülere ev kiralarını sorarken buldum yine. Sonra düşündüm ve ürktüm, burada hayat nasıl geçer? Üç gün kitap okudun, beş gün boş boş sırıttın, on gün tv izledin, üç ay seramik yaptın, sonra? Cevabı biliyorum aslında. Yine de bir şey beni sürekli inzivaya çağırıyor, karşı koyamıyorum. 









Bodrum’u gerçekten çok sevdim. Bu kadarını beklemiyordum. Hani bir şeyle karşılaşmadan önce zihnimizden, mesneti nedir bilinmez, bir sürü görüntü geçer ya, onları bir yana koyuyorum, gördüklerimi bir yana, gülüyorum. Herkes “Bodrum artık şehir oldu, çok bozuldu” falan dediği için koca koca apartmanlar bile hayal etmiştim. Biraz şımarık bir kasabaydı, o kadar… 

Ben durup dururken mutlu, huzurlu olabilen tiplerden biri değilim. Aksine, her şeyi bir tasa, endişe meselesi haline getirmekte üstüme yoktur. Burada ben bile kendimi çok iyi hissettim. Normalde durmak ve anı yaşamak, benim gibi anksiyete deryalarında çırpınan garipler için boş bir hayaldir. Burada öylece kalıp mutlu olabildim. Hiçbir şey yapmadan, plan dahi, sadece o anı yaşayabildim. Çok iyi hissettim, çok…














On saat masaj yaptırmış, beş büyük devirmiş hissiyatıyla odama döndüm. Erotik komşularım sayesinde yarım saatte bir uyanarak sabahı ettim. (Ne kadar ah ettiysem kız hasta olmuş, ertesi gece öksüre öksüre yattı. Oğlan da şefkat modundaydı. Yaşasın kötülük!)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder