10.7.13

Batıma - 12 (Lizbon)

Sintra beni o kadar etkiledi ki, önceki gün yetiştiremediğimiz Monserrate Sarayı’nı görmek üzere ertesi gün kendimizi tekrar orada bulduk. 

Not: Hem Sintra'da 3-4 yeri gezeyim, hem Cabo da Roca'ya gideyim, hem Cascais'e gideyim derseniz bence 1 gün yetmeyebilir. Yeterse de helak olursunuz gibi geliyor. Ama arabanız varsa durum değişebilir. 

Monserrate Sarayı güzel olmakla beraber, olağanüstü bir yanı yok. Bahçesi saraydan daha keyifliydi. 


Monserrate Sarayı - Sintra (Monserrate Palace - Sintra)


Monserrate Sarayı - Sintra (Monserrate Palace - Sintra)


Monserrate Sarayı - Sintra (Monserrate Palace - Sintra)



Buradan tekrar Sintra Garı’na dönüp, Avrupa’nın en batı noktası olan Cabo Da Roca’ya (Roca Burnu) giden otobüse bindik. Yolculuğun keyfi bir yana, burun ve manzarası da büyüleyiciydi. Nedense çok hüzünlendim orada. Gidenler bir bir gözümün önünden geçti... Okyanusun ve rüzgarın sesini dinlerken gözlerimden yaşlar süzüldü. Ayrılırken orada  benden bir şey kalsın istedim ve bir fotoğrafımı burunun kenarından okyanusa attım.


Roca Burnu (Cabo da Roca)


Roca Burnu (Cabo da Roca)

Çevirebildiğim kadarıyla anıtın üstünde "Burada kara biter ve deniz başlar" yazıyor.


Roca Burnu (Cabo da Roca)



Bir sonraki otobüsle de, yine çok güzel yollardan geçerek Cascais’e devam ettik. Cascais çok sevimli bir tatil beldesi. Güzel sahilleri, sevimli sokaklarında mağazaları, dükkanları, restoranlarıyla falan bizim Ege kasabalarını andırıyor. Gece oluncaya kadar takıldık orada. Geç saatte de trenle Lizbon’a döndük. 



Cascais



Trende eğlenmenin bokunu çıkaran, kafası bi milyon gençler... Allahtan sonrasında boru dansı falan yaptılar da affettik kendilerini! :D



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder